bir kuyu kuruyor ne vakit çöl dese biri

I
kentin yağmalandığı yerden
nehrin kana karıştığı vadiden geldim
suç benim! öldürdüm kadınları
gördüm buğdayı büyürken
ormandan yol dilenip sevdim, büyüttüm yangını

kanın pıhtılaştığı nehir yüzünü sakınır vadisinden
çekilir dölüm dünya denen rahmin dehlizine
bozkırla hikâye edilen aşkın efsanesi silinir
lanetlenir kederle tanınan yüzüm
görüldüğü her yerde

yakmazdım hiçbirini
ne avluyu ne kilimi ne keteni
konmasaydınız
akmasaydı kan hep aynı oluktan
mekâna kinim bilenmezdi
yürüseydiniz... büyürdü aşk
dünya aklımın sesiyle şenlenirdi
inanmayın burada olduğuma
mülklerle payelenmiş bu coğrafya benim değil
sefil bir dünyanın yağmacısıyım yalnızca
dinliyorum meczup aklımla
evren denenin hikâyesini

silindi kalbimde gezen katarın izleri
hayalin kaçıştığı deniz çekildi

ayaklanıyor atlar...
kuyu kuruyup taş ufalanıyor
ne vakit çöl dese biri

 

II

bir talan ordusuyduk âdemoğullarının kâbuslarına giren. geçilmez suların ortasında at değiştirirken bir perinin ürperdiğini gördük. çıkarıp cevherleri lahitlerinden, hayvanlarımızın alnını zümrütle ördük. batı yollarında arşınlarken bilgeliği aklın sefaletine düştük. okuduk bir kayın kabuğuna resmedilmiş haritada şark yollarını, güneşin doğduğu yere koştuk. bir zemheriydi sakındık kendimizi kardan; sonra, sonra ah yürümeyi unuttuk!

yalan! yoksunuz siz ya da
kehanetinize bakmak için kalkmıyorsunuz tahtlarınızdan!
hakanlar çekildi içodalarına
zeval gördü sağrısında ülkeler eskitmiş atlar
kırbadaki su, kurudu!                                     –dön!

derimi çuha niyetine örttüm bozkıra
durdukça şenleniyor surlar
bir altın çağı kapattı aklım
durdukça...
efkâr ediniyor beni kendine yollar

oysa dolandığım hiçbir kırda çağrı yok
ehlileşince kan, ses görülmüyor
çarpıp duruyorum çarşılara
boğulup kalıyor sesim...
avlularda

dön! kanımda dolanan ırk zorluyor damarımı
durduğum her yere benziyor yüzüm
dağları ayaklandıran göç dön
tükeniyor ülke övmekten sözüm!

ayaklanıyor atlar...
kuyu kuruyup taş ufalanıyor
ne vakit çöl dese biri

Defter, yaz 2001

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder