/rakı / süt / içinden çıkılmaz iki beyaz hatıra/

 /gelin isterim / ellerinizde on liralık on bir / dokuz buçuk liralık beyaz / benim dizlerim zaten kırık / oturun isterim boyum kısa/

/rakı / ben çocukken bir büyükten / böldürürdüm bazen / bir otuz beşlik rakı // o kadarına mı yeterdi lirası babamın / anam izin vermez miydi bilmem fazlasına // bazen birinin ağzı oruç / bazen ağzı birinin hep öyle bembeyaz yara // hangi bakkal “selamünaleyküm” bilir miydim / hangisi “iyi günler / bir ufak sarhoşluk taşıyacağım sarsak ellerimle babama” // sonra işte kaydı gitti o şişe / bakakaldım elimde yırtık bir torba / kaldırımda cam kırıklarına // bilmem hâlâ babam avuttu mu kendini o gün / tek oğlunun sarhoşluğuyla // o zamanlardı yine ben on iki on üç yaşımda / diktim başıma köpeköldüren / çıkardım içimde ne var yok kustum babasızlığıma // o zamanlar / çocukken / daha başım kara/

/süt / anamın ablası hürmüz / adaştı zerdüştlerin hayır tanrısıyla // bundan mıydı dört çocuğundan ikisi sakat / kıpırdardı önünde anlamsızca // iyi büyüsün / güzelleşsin istemiş, serpildi birinin adı / sallardım elimi ben / yüzünde sinekler yürürdü neden / bir insan nasıl yatar aynı yatakta yıllarca // tek kızıydı / tek goncası teyzemin yazık / serpilemedi / soldu gitti kucağında // yok / bir ateş yetmez / bir tane daha zerdüştlerin hayır tanrısına! // doğru ve haklı olsun diye birinin adı sedat / bir abim var teyzemden yaşar hâlâ // işlemez elleri / doğrulmayacak bedeni herkeste olan o basit adıma // o evde işte / onların arasında / doğrardı teyzem bayat ekmeği kaynar süte iki kaşık şeker / doyardım ben mutfağında tamlığımdan utana utana/

/isterim bir ufak rakı etse sözleriniz / bir çanak süt / “içine sığanın dışına çık” / duymak istiyorum bunu kendi kulaklarımla/


duvar edebiyat, eylül-ekim 2012

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder