I
sıkıldım
ben bunca taştan betondan
bunca
harç bunca yol vinç ve inşaattan
iyilik
saçan reklam ilanlarından. her yere saçkın
aşktan.
aşkın o bozuk lisanından
aynı
istasyondan aynı ray. aynı
sarsıntı
aynı vagonlardan
aynı
yerden yollanıp aynı yere varmaktan
sıkıldım
ormansızlıktan, dağsızlıktan
kalbimi
bıraktığım yerde bulamamaktan
bu
kafiyeli tantanadan. bu sonsuz
gibi
görünen bu soysuz zamandan. dan
dana
dan dan yaşıyorum
ruhum
sıkıldı varlığından. ayaklarım
bu
başı bu şehirde dolaştırmaktan
sıkılmış
olmalısın sen de gelsen benle
denizin
falına bakmaya gideceğim
çıkmıştım
oldu çoktandır, ineceğim yokuşumdan
denizin
falına beraber mi baksak bakalım mı
bir
dalga kadar gelip geçici
ve
bir o kadar gelip geçmekte kararlı. öyleyse
kıyıda
dört tane göz, şimdilik ayrı
bakalım
deniz falına iki çift göz olalım
birliğin
iki kefesi aynı anlama odaklı
yani
bunları. hepsini. gemileri kayıkları
şu
batıp çıkan yunus sırtlarını. tankerleri
adaları
işte bu çıbanları
sonra
yüzen ya da atılmış ne var hep onları
gel
biz yoralım ve diyelim
bunlar
onlar karabataklar martılar. şunlar yelkovanlar
balıkçıllar
karatavuklar
alkışlayalım
hepsini. uçuralım varlıklarını
bomboş
bir deniz üstünde koca bir aynada biz
denizin
kıyısından. yüzümüze mi baksak bakalım mı
bir
ben ile bir sen. senben tek başına
dört
ayağımızın tırnak uçlarından yavaşça
iki
çift gözle tek bir teklik içinde
tartsak
aynı anlamı tartalım mı
şimdi
bensenin birinci sol elini bu kayaya koyalım
kaya
da elbet denize dahil ama daha kumlanmadı
senbenin
ikinci sağ elini daldır
yakala,
öldür o balığı. bundan önce
şaşkındım
hep bir balığın
ben
gibi kıpkırmızı kanadığını
hayret
et sen de. toparlan aynı hayretle
o
kırmızı boyayla alnımızı mı boyasak boyayalım mı
allaha
desek senben için fincan olan bu çukuru
sağdan
sola çevirip üç kere tersine kapatır mı
kapatır
elbet. senben için var onun büyük elleri
senbenimizin
teklikte birleşik iki kalbi. ağzı iki
ve
içten duaları
senben
baksak falımıza da sonra
kurban
olsak mı bu denize olalım mı
II
şimdi
burada. toprağın bittiği bu yerde
birleşmemizin
anlamı ne
bundan
sonrası başka bir bakış
başka
bir varlık istiyor
ötekim
ol benim, denizi hak eden
olmak
için, varlık için bir şeyler söyle
dil
benliğin ortasındaki kıvılcımmış
denizin
içinde mesela volkanlar patlıyor
bir
de galiba allah
bir
hayvan yerleştiriyor her doğanın kalbine
insan
tırnağıyla dökülüyor dünyaya
saçıyla
dökülüyor, sözüyle
suç
kimin peki dil kimden
ve
bu böyledir deyip geçkin ışıklar uzatmak geceye.
senben
hevesli dalgalar kadar çok desek varımızı yok
insan
asla yerleşemiyor olduğu yere
çünkü
allah her doğumda
bir
hayvan yerleştirir insanın kalbine
hepsi
olan tek bir hayvan, hayvanlar hayvanı
bir
rehber. yab döker yabanlar döker içine
koy
sen de adını it de ona kaplan de
ceylan
et onu korkut yırtıcının sesiyle
tuzaklar
kur avla onu avlan ona
kardeş
ol sahip ol köle
kendine
benzet. benze kendisine
ben
hep denizle sakinleştirdim onu
çocuktum
ağzımdan ilk önce kuşlar kustum göğe
sonra
inip kıyısına dağ hayvanları
çakallar
kurtlar domuzlar döktüm denize
yelesini
gagasını hem pençesini boynuzunu
ayır.
bırak sen de hayvanını artık denize
III
şimdi
bize bir zaman lazım
fal
için donuk bir an
öylece
durdurabilir miyiz köpüğün resmini dersin
senben
her şey olsak.
kendi
kendine peygamber olsak bulsak
allahımızı
kendi kendimize biz yok
olsak
çok olsak biz her şey ve hiçbiri
senben
niyetlendiğimiz deniz falı için
ezberleyebilir
miyiz yosunun salınışını dersin
edebilecek
miyiz tahmin
oysa
denizin yolu yok. denizde yol yok
binlerce
harita boyamışlar
atsan
hepsinin mürekkebi dağılıyor
çünkü
kırılıyor karanın kıyıları
çünkü
kayalar patır patır dökülüyor
hasar
alıyoruz senben dünyadan, çünkü insan..
kim
demişse yalan demiş adımızı
tüm
adları unutsak ne kalır elimizde dersin
senben
eyleyen olsak sıkıştırsak göğsümüzü
yeni
yeni dağlar olsak, olmanın kendisi
serçe
olsak biz, tartsan beş gram gelmez olsak
yeniden
olsak senben titrek
ve
acemi
denizanası
gibi vıcık ellerinde allahın olsak
bozulsak
kıvamlansak sonra senbeni
şehirde
kalan çekiç seslerini hem
insan
seslerini hem toplasa ve niyetlense yeniden allah
yunus
olsak dolansak denizi ve yusuf
gibi
kuyulu ve daha ve hem ve nicelerini
taptaze
hem ilkel hem yepyeni bir menzil gibi çizilse olmak
olup
kurtarsa hem
davudu
merdivenden hem musayı kızıldenizden
isayı
çarmıhtan indirse ısrardan muhammedi
aklımızdan
temizlese bizi sonra ve hem
temizlese
ruhumuzdan dini
ne
güzel ölürüz senben o zaman karışarak varlığa
her
insan arar kendi mucizesini
duvar edebiyat, temmuz-ağustos 2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder